Su içseniz yarıyor, diyet yapmanıza rağmen kilo veremiyor, yemek yerken doymak bilmiyor, yemekten sonra çok hızlı acıkıyor, tatlı yemeden uyuyamıyor ya da dengeli besleniyor, fiziksel aktivite yapıyor yine de kilo veremiyorsanız eğer; bu durum insülin direncini işaret ediyor olabilir. Pek çok sağlık sorununun temelini oluşturan, çağımızın en önemli sağlık sorunlarındanolan insülin direnci nedir?
İnsülin pankreastan salgılanan şeker metabolizmasını düzenleyen bir hormondur. İnsülinin vücuttaki görevi glikozun hücre içerisine alınmasını sağlamaktır. Hücre içine alınan glikoz burada enerji oluşumunda kullanılır. Bir diğer görevi ise glikozu kas ve yağ dokusuna taşıyarak burada glikojen olarak depolanmasını sağlamaktır. İnsülin metabolizmasında herhangi bir nedenle bozulma olursa, dokular insüline yeterli yanıt vermez ve glikoz kanda birikerek kan şekerinde yükselmeye neden olur. Kan şekerindeki yükselmeye karşı pankreas daha fazla insülin salgılamaya başlar ve hem kan şekeri hem de kandaki insülin miktarı yükselir ve insüline karşı direnç oluşur. Genel olarak insülin direnci vücudun ürettiği insülini kullanamaması olarak tanımlanabilir.
İnsülin direncinin en önemli belirtileri açlık metabolizması üzerinedir. Yemek yedikten sonra ani ve sık acıkmalar, doygunluk hissinin geç oluşması, tatlı yeme isteğinin sık olması, ani uyku hali, ellerde soğukluk ve titreme, hızlı kilo artışı, kilo verememe, yorgunluk ve halsizlik ve karın bölgesi yağlanmaları sık görülen belirtilerdir.
İnsülin direncinin risk faktörleri ise: fazla kilo, fiziksel aktivite azlığı, karın bölgesi yağlanması (kadınlarda bel çevresinin 88 cm‘den, erkeklerde ise 102 cm‘den fazla olması), Tip2 diyabet riski, kan basıncının 140/90 mm/Hg‘nin üzerinde seyretmesi, düşük HDL seviyesi (35 mg/dl ve altı), yağ hücrelerinin kandaki değerinin yüksek olmasıdır.(Trigliserit değerinin 250 mg /dl veya üstünde olması)
İnsülin direnci tedavisinde diyet, ilaç tedavisi ve egzersiz bir bütün olarak düşünülmelidir.Tedavide beslenmenin yeri çok büyüktür. İnsülin direnci tedavisinde ilk adım yaşam tarzında değişiklik yapmaktır. Sağlıklı beslenme, egzersiz yapma ve düzenli uyku düzeni çok önemli ve etkilidir. Beslenme tedavisindeki gerçekçi hedef vücut ağırlığının %10’unun altı ay süresince kaybedilmesidir. Yağ alımı ve günlük kalorinin kısıtlandığı, basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratların tercih edildiği bir beslenme programıyla yavaşlayan metabolizmayı hızlandırarak kilo kontrolünü sağlanmalıdır. Doymuş yağ alımının azaltılmalı ve posadan zengin beslenilmelidir.Bir başka önemli nokta ise düşük glisemik indekslikompleks karbonhidratları seçmektir.Glisemik indeks, besinlerin kan şekerini yükseltme etkisidir. Düşük glisemik indekse sahip besinler (karbonhidratlar) kan şekerindeki ani düşmeleri/yükselmeleri dengede tutar.
İnsülin direnci tedavisinde yaşam tarzı değişikliğinde size yardımcı olacak 10 madde ile değişimi fark edebilirsiniz.
- Kan şekerinizi kontrol altına almak için karbonhidrat içeren besinleri tek başına tüketmemeye özen gösterin. Süt/yoğurt/peynir veya badem/fındık/ceviz gibi protein kaynağı olan besinlerle beraber tüketin.
- Çok uzun saatler aç kalmayın, ana öğünlerinizi atlamayın ve kan şekerindeki ani düşmeleri engellemek için ara öğün yapmayı unutmayın.
- Meyvelerin suyu yerine kendisini tüketmeye özen gösterin çünkü meyveler aynı zamanda lif içerirler ve bu sayede kan şekerini daha yavaş yükseltirler. Meyve tüketirken porsiyon kontrolünü göz ardı etmeyin.
- Basit şekerden ve basit şeker içeren besinlerden uzak durun.
- Beyaz ekmek yerine tam buğday, tam çavdar ekmeği, pirinç yerine bulgur tüketin. Tam tahılların tüketimine özen gösterin. Ekmeği veya karbonhidratı hayatınızdan çıkarmak gibi bir hataya sakın düşmeyin.
- Haftada en az 2-3 kez kurubaklagil tüketin.
- Yoğurt, kefir, pancar gibi probiyotik besinleri beslenmenize ekleyin.Ayrıca tarçın, zencefil ve zerdeçal kan şekerini yavaş emilmesini sağlamada yardımcı olur.
- Gün içinde en az 2-2,5 litre su içmeye özen gösterin
- Öğünlerinizde mutlaka protein kaynağı besinlere yer verin.
- Düzenli egzersiz hayatınızın bir parçası olsun.